top of page

Akdeniz'in Kadim Ağacı Zeytin

Zeytinin, tüm ağaçlar aleminde ayrı bir yeri vardır. Zeytin, kadim kültürler yaratmış bir ağaç. Akdeniz toprağının neresine gidersek gidelim, bize hem geçmişi hem geleceği anlatan kutsal bir ağaç.

Zeytin Oleaceae ailesinden geliyor. Zeytinin atası olarak kabul edilen yabani bir meyve ağacı olan Olea ile aynı aileden. Olea’nın dünyada yaklaşık 30 türünden en çok bilineni ise Doğu Akdeniz kökenli Olea Europea. Yabani ve ıslah edilmiş olan iki türü var bu cinsin. Islah edilmiş olanına ise Olea Europea sativa deniyor. Fosil kalıntılarını araştıran bilim insanları, zeytinin geçmişinin 50 bin yıl öncesine uzandığını söylüyor. İnsanlar zeytini tarım için ıslah etmeden, binlerce yıl önce de Orta Afrika’dan Kafkaslara geniş bir coğrafyada, yabani zeytin ağaçları doğal ortamında yetişiyormuş. Yabani zeytin ağacı, yani Olea europea oleaster’in doğduğu yer ise Anadolu. Kökü tarih öncesine dayansa da yabani zeytin ağacının kaç bin yaşında olduğunu, zeytin ağacının ilk kez ne zaman ıslah edildiğine dar bilgilerimiz yeterli değil. Arkeobotanikçiler, tarihçiler ve arkeologlar arasında tam bir görüş birliği yok.


Olea europea, ağaçtan çok dikenli bir çalı görünümünde. Yaprakları daha geniş ve kültür zeytininden daha küçük meyveler veriyor bu çalı görünümlü ağaç. Doğu Akdeniz’de yapılan kimi polen analizi çalışmalarına göre, zeytin ağacı tarımın yükselişte olduğu MÖ 550-640 yılları arasında bölgeye hükmetmeye başlamış. Arkeolojik kanıtlar, Taberiye Gölü kıyısında yaşayan yarı göçmen avcı toplayıcıların MÖ 19.000’lerden beri çok miktarda yabani zeytin topladığını gösteriyor. Neolitik çağ sonunda, insanlar zeytin meyvelerini topladıktan sonra, yağı için ezmeye de başlamışlar. Kalkolitik çağda da üretim giderek artmış.

Yabani çalılıktan kültür ağacına geçiş, çok uzun ve yavaş bir süreçten sonra olur. Çünkü zeytin geç olgunlaşan ve geç meyve veren bir ağaç. Daha büyük, etli, yağlı meyvelerin elde edilmesi için ise yabani ağaçlarla kültür ağaçlarının sürekli çaprazlanması gerekiyor. Zeytin ağacının çok uzun ömürlü bir ağaç olması, iyi bakılırsa yüzlerce yıl ürün verebilmesi de toprağın değerini artıran bir unsur. Bu yönüyle de zeytin, yerleşik yaşam biçimiyle ve kültürle çok sıkı bir bağ içinde.


Antik dönemden beri hayatımızda


Zeytin, Romalılara ve Yunanlılara da Doğu Akdeniz’den geliyor. Romalılar zeytini çok sevmiş ve doğal acılığını almak için salamura yaptıkları zeytinleri yemek masasına taşımışlar. Kuzey Afrika, Güney İtalya ve Endülüs’e de zeytinlikler, sulama sistemleri kurmuşlar. Antik çağlardan beri insanoğlunun hep hayatının içinde olmuş bir ağaç; öyküsü de hala devam ediyor. Akdeniz tarihinin, uygarlık tarihinin ayrılmaz bir parçası olan zeytini, Kıbrıs ve Girit’e de MÖ 3000 yıllarında Ortadoğulu denizciler götürmüş. Zeytin kelimesinin kökeni de bu kutsal bitkinin Akdeniz’e ait olduğunu gösteriyor. Türkçe’de ve birçok Batı dilinde zeytin anlamında kullanılan sözcükler, Doğu Akdeniz kökenli iki sözcükten türemiş. Eski Girit’te elaiwa sözcüğü hem zeytin hem yağ anlamına geliyor. Semitik bir sözcük olan ulu da aynı anlamda kullanılmış ve giderek Yunanca’daki oleum ve Latince’deki oli sözcüklerine dönüşmüş.


Sonsuz yaşama gücü olan "ölmez ağaç"

Antik dönemde Mısırlılar Tanrı Osiris’in karısı İsis’in insanlığa zeytinciliği öğrettiğine; Yunanlılar zeytin ağacının Bilgelik Tanrıçası Athena’nın insanlığa bir hediyesi olduğuna inanırlar. Tarihçi Herodot’un yazdıklarından Athena’nın, moriae diye bilinen kutsal zeytin ağaçlarının özel yasalarla korunduğunu anlıyoruz. Tek tanrılı dinlerin kutsal kitaplarında da zeytin ve zeytinyağı sıkça anılıyor. İslamiyet’te, zeytin ağacının kökeni Adem’in yeryüzüne indiği günlere dek götürülüyor. Hıristiyanlar, Kudüs’teki Süleyman Tapınağı’nın kapılarının ve İsa’nın çarmıha gerildiği haçın da Adem’in mezarında yetişen bu ağaçlardan yapıldığına inanıyor. Osmanlı’da ise zeytinin bereket getirdiğine, tılsımına inanılmış.

Bu efsanelerin pek çoğunda zeytin ağacı düzeni, yerleşikliği, bolluğu, ölmezliği, yeniden doğuşu anlatıyor, yani hayatı ve barışı temsil ediyor. Bunun zeytinin fiziksel yapısıyla da bir bağı olmalı. Zeytin ağacı bir kez toprağa tutunduktan sonra kolay kolay ölmez, öldüğü sanıldığı anda köklerinden yeni filizler verebilir. Yaprakları yaz kış yeşil olan ağacın neredeyse sonsuz bir yaşama gücü var.



50 görüntüleme0 yorum
bottom of page